Olan
Sorunu sor hemen cevaplansın.
olan teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- one
Örnek Cümle:
A legal kiss will never equal a stolen one.
-Yasal bir öpücük çalıntı olanla asla eş değerde değildir.
Örnek Cümle:
Poor is not the one who has too little, but the one who wants too much.
-Fakir, çok az şeye sahip olan değildir fakat çok isteyendir.
- of
- being
Örnek Cümle:
People are not used to someone being honest.
-İnsanlar dürüst olan birine alışkın değildir.
Örnek Cümle:
Being 25 letters long, 'anticonstitutionnellement' is the longest word in French.
-25 harf uzunluğunda olan ' anticonstitutionnellement ' Fransızcada en uzun kelimedir.
- resultant
- ex post (Kanun)
- as
- chose
- ster
- ones
Örnek Cümle:
Most Shakuhachi are made from bamboo, but recently some wooden ones have appeared.
-Japon flütleri çoğunlukla bambu kamışından yapılır, fakat son zamanlarda bazı ağaç olanları ortaya çıkmıştır.
Örnek Cümle:
Contemporary Persian poems haven’t been known in west world as well as ancient ones.
-Eski olanlarının yanı sıra çağdaş Farsça şiirler batı dünyasında bilinmemektedir.
- kendiliğinden olan
- spontaneous
- garip fikirleri olan
- whimsical
- önde olan
- leading
- olan olmuş
- that was
- Olan oldu
- What's done cannot be undone
- olan biten
- goings on
- olan oldu
- let bygones be bygones
- olağandışı hislerle ilgili olan
- extrasensory
- olağanüstü algılama olan
- extrasensory
- olmak üzere olan
- upcoming
- olmakta olan
- on
- olup bitenlerden haberi olan
- in the swim
- batıl inançları olan
- superstitious
Are you a superstitious person?
-Batıl inançları olan bir kişi misiniz?
I'm not superstitious.
-Ben batıl inançları olan biri değilim.
- neslinden olan kişi
- descendant
- ol
- be
- karşı olan
- opposite
- en yoğun olan
- peak
- arada sırada olan
- occasional
- başarma isteği olan
- ambitious
- başlangıç aşamasında olan
- infant
- cezası ölüm olan
- capital
- kazara olan
- accidental
- nesli tükenmekte olan
- endangered
- ol
- became
- sebep olan
- (Politika, Siyaset) conducive
- yardımı olan
- helping
- özünde olan
- inherent
- eğilimi olan
- subject
- ol
- are
- esas olan şey
- essential
- ol
- is
- ol
- was
- akraba olan
- related
- alet olan kimse
- stooge
- bağlı olan
- associate
- başlangıç aşmasında olan
- incipient
- başlık şeklinde olan
- hooded
- besbelli olan
- blatant
- bilincinde olan
- cognizant
- bityeniği olan
- fishy
- dengi dengine olan
- well-matched
- denizden uzak olan
- inland
- doğasında olan
- inherent
- doğuştan olan özellikler
- equipment
- doğuştan var olan
- instinctive
- er geç olan
- eventual
- eşzamanlı olan
- concurrent
- farkında olan
- cognizant
- gerekli olan
- (Ticaret) requisite">(Ticaret) requisite
- giriş niteliğinde olan
- introductory
- gözü olan
- aspiring
- haberi olan
- wise
- halktan olan kimse
- commoner
- hastalığa eğilimi olan kimse
- subject
- hemen olan
- instant
- iftira olan
- defamatory
- iki haftada bir olan
- biweekly
- ismen var olan
- nominal
- konu olan şey
- subject
- lazım olan şey
- necessary
- ol
- were
- rastlantı sonucu olan
- accidental
- seçilmiş olan
- chosen
- tek yönde olan
- one way
- tekrar tekrar yapılmış olan
- repeated
- telif hakkı saklı olan
- copyright
- var olan
- existing
Keeping existing clients is just as important as finding new ones.
-Var olan müşterileri korumak, yenilerini bulmak kadar önemlidir.
- dış ülkelerle olan
- exterior
- egemen olan
- dominating
- -den önce olan
- antecedent to
- -siz olan
- wanting
- acele içinde olan
- hurried
- adet olan
- nomic
- adet olan
- customary
- akraba olan
- kindred
- alacak olan
- (Ticaret) recipient">(Ticaret) recipient
- alacak olan kimse
- (Ticaret) recipient">(Ticaret) recipient
- ancak ara sıra iyi olan
- spotty
- ancak yer yer iyi olan
- spotty
- anlama yeteneği olan
- comprehensive
- arka olan
- (Ticaret) sponsor">(Ticaret) sponsor
- bahsedilmiş olan
- mentioned
- beklemede olan
- on call
- berbat bir halde olan
- wretched
- birde üç olan
- triune
- birden çok olan
- (Ticaret) multiple">(Ticaret) multiple
- borç olan
- (Ticaret) due">(Ticaret) due
- cari olan
- (Ticaret) prevalent">(Ticaret) prevalent
- ciddi olan (kimse)
- intense
- dahil olan
- included
- delidolu olan
- (Argo) freak">(Argo) freak
- dini hinduizm olan
- hindu
- dini hinduizm olan kimse
- hindu
- dolu olan
- abounding
- epey bilgi sahibi olan
- well-informed
- etkili olan
- effective
- etkili olan
- determinant
- ev içinde olan
- indoor
- evden sorumlu olan
- householder
- garip fikirleri olan
- crank
- garip istekleri olan
- whimsical
- geceleyin olan
- overnight
- gelecek olan
- (Kanun) forthcoming">(Kanun) forthcoming
- geç olan
- tardy
- geçerli olan
- at work
- geçerli olan
- (Ticaret) prevalent">(Ticaret) prevalent
- hakim olan
- preponderant
- hakim olan
- prevalent
- hakim olan
- predominant
- hakim olan
- determinant
- hakim olan
- predominating
- hakim olan
- prevailing
- hakim olan
- dominated
- hayal ürünü olan
- make-believe
- hayati önemi olan
- fateful
- helezon şeklinde olan
- worm
- herbiri kendisinin olan
- respective
- hinduizm dininden olan kimse
- hindu
- ikinci derecede olan
- second-rate
- ikinci derecede olan
- inferior
- ikinci derecede olan
- side
- ikinci derecede olan
- incidental
- ileride olan
- forward
- ilgisi olan
- (Ticaret) related">(Ticaret) related
- intikam peşinde olan
- vengeful
- ismin -e halinde olan
- datival
- ismin -e halinde olan
- (Dilbilim) dative">(Dilbilim) dative
- kare şeklinde olan
- square
- kaymak kıvamında olan
- creamy
- kaza eseri olan
- accidental
- kendi kendine olan
- self inflicted
- kendine hakim olan
- self contained
- kendisine ödenecek olan kişi
- (Ticaret) payee">(Ticaret) payee
- keskin tadı olan
- piquant
- konusu insan olan ilimler
- the humanities
- kutup etrafında olan
- circumpolar
- kuvvetli ve hoş kokusu olan
- aromatic
- merak içinde olan
- worried
- moda olan
- fashionable
- neden olan
- (Dilbilim) causer">(Dilbilim) causer
- neden olan
- (Dilbilim) causing agent
- neden olan
- causing
- neden olan
- creative
- neden olan
- contributory
- ol
- for
- pek çok yeteneği olan
- all-around
- rakip olan
- rival
- sebebi olan
- (Kanun) causal">(Kanun) causal
- sebep olan
- occasioned
- sebep olan
- caused
- sekiz parçaya sahip olan
- eightfold
- sivri ucu olan
- keen
- sonucu olan
- resultant
- sonunda olan
- eventual
- sık olan
- thick
- tehlikede olan
- insecure
- tetikte olan
- alert
- uyumlu olan
- corresponding
- vesile olan
- (Politika, Siyaset) conducive
- yakın olan
- (Hayvan Bilim, Zooloji) proximal
- yeterli olan
- jake
- yıldızı çok olan
- starry
- zıt olan
- antithetic
- zıt olan şey
- reverse
- önayak olan kimse
- initiator
- özet halinde olan
- summary
- izi olan
- vestigial
- ol
- be of
- ol
- grew into
- ol
- come about
- ol
- {f} becoming
- ol
- grow into
- ol
- being
- ol
- happen
- ol
- {f} happening
- ol
- to be
- ol
- been
- ol
- become
- ol
- am
- ol
- been of
- sonu olan
- finite
- Haberdar olan haltetmez
- (Atasözü) Forewarned is forearmed
- Sırçadan evi olan komşuya taş atmaz
- (Atasözü) Those that live in glass houses should not throw stones
- armoni ile ilgili olan
- which is related to harmony
- asıl önemli olan şey
- more importantly, what really matters is
- batıl inancı olan
- superstitious
- bilekleri beyaz olan (hayvan)
- wrists with white (animal)
- bilimsel niteliği olan
- with scientific qualifications
- eni boyuna eşit olan (kumaş)
- most of which have equal length (cloth)
- evkafça olan vazife, maaş
- pious foundation by the task, salaries
- ferciyle dübürü bir olan kadın
- Women with an dübürü fer
- geliri olan
- with income
- görünümü olan
- view that
- herhangi bir biçimde kolu olan
- arm, in any form
- hurması çok olan hurma ağacı
- The date palm tree is very
- huyu olan
- the habit
- irkçılık yanlısı olan (kimse)
- Racism is pro (someone)
- iştiyakı olan
- with longing
- kanlanmış olan
- blood have been
- kaprisi olan
- The vagaries of
- kazaklara özgü olan, kazaklarla ilgili olan
- peculiar to Jersey, which is associated with sweaters
- sayılamayacak kadar çok olan
- with countless
- sekisi olan
- bench with
- semavî olmayan. beşerî olan
- not celestial. the humanities
- özbeklere özgü olan, özbeklerle ilgili olan
- which are peculiar to Uzbek, Uzbek is associated with
- ol
- he; she; it
- ol
- befall
- ol
- archaic
- ol
- betide
- ol
- olive
- ol
- befallen
İlgili Terimler
olan teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- OL
- my wife, my girlfriend, my mother (Internet abbreviation)
- ol
- Oliver's List of Newton Easter Eggs http: //www geocities com/SiliconValley/Bay/4931/index html
- ol
- Ordered List The Ordered List element represents a list of items sorted by sequence or order of importance Typical remdering is a numbered list of items
- ol
- OFFICE LIGHT DISTRICT
- ol
- on the label
- ol
- { font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 10pt; margin-top: auto; margin-bottom: auto; color: #000000} The OL tag style creates a default look for an orderedlist in the HTML file item one item two
- ol
- A suffix denoting that the substance in the name of which it appears belongs to the series of alcohols or hydroxyl derivatives, as carbinol, glycerol, etc
- ol
- Operating loans, farm
- ol
- Overall Length
- ol
- orienting line
İlgili Terimler
olan teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- tartışma konusu olan dava
- (Kanun) moot case
- OL
- (Askeri) çalıştırma mahalli (operating location)
İlgili Terimler
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.